Rehberlik Servisi
  Depresyon
 

 

              DEPRESYON
 
Depresyon sözcüğünü,günlük dilde birçok duygunun bir araya gelişini betimlemek
için kullanırız[üzüntü,hayal kırıklığı ve karamsarlık için]. Doktorlar, psikiyatristler ve klinik psikologlar ise bu terimi farklı olarak kullanmaktadırlar. Onlara göre depresyon ya da depresif rahatsızlıklar tedavi gerektiren bir durumdur. Sık kullanılan fakat ciddiyeti yeterince anlaşılamadığı için[depresyon konusunda yeterli bilgiye sahip olunmadığı rahatsızlık geçiren bireye de gerekli yardım gösterilemez. Depresyondaki kişiyi anlamaktan çok, onu yargılama ve yönlendirme gibi yanlış davranışlarda bulunulur. Depresyondaki kişi, tembel bencil ya da işlerden kaçan biri değildir, bu kişi yaşamak için gereken enerjisini kullanamamaktadır.  Profesyonel bir yardıma ihtiyacı vardır.
 
DUYGUSAL BOYUT
 
Depresyon yaşayan kişiler en az iki hafta boyunca devam eden karamsarlık,
iştahsızlık, sıkıntı ve keder duygularından yakınırlar. Bu duygular gün boyu aynı yoğunlukta kalmazlar. Bazıları sabah bu şekilde kalkıp akşam üstüne doğru kendilerini daha iyi hissedebilirler. Bu tarz değişiklikler depresyonun daha ciddi bir depresyon oluşunun işaretidir. Bazı sevindirici olaylar bu karamsarlık halinin bir süre ortadan kalkmasını sağlayabilir. Bazı durumlarda ise yaşanan hiçbir olay karamsarlığın geçicide olsa ortadan kalkmasını sağlayamaz. Depresyon boyunca duygulanım süreci genel olarak böyledir ama bazı insanlarda endişe ve sinirlilik hali de görülebilir.
 
DÜŞÜNSEL BOYUT
 
Depresyondaki kişinin kendi dünyası ve geleceği hakkındaki düşüncelerinde de
farklılık vardır. Başarılı bir iş adamı,kendisini “işe yaramaz,yetersiz”ya da “başarısız”         biri olarak görebilir. “Aranan özelliklere” sahip olmadığına gerçekten inandığı için, benlik saygısı ve kendine olan güveni de kötü etkilenmiştir. Karar vermede güçlük çekmeye başlarlar. Geçmiş hataları ve kusurları üzerinde takılıp, çeşitli suçlar ya da bağışlanmaz günahlar işlediğini düşünürler. Bu düşüncelerin doğrultusunda umutsuzlukları daha da artmaya başlar. Artan bu umutsuzluk duyguları yaşama direncinin kırılmasına neden olup, intihara yönelmesine sebep olur. Bu yönelim bazen, sadece bir ölüm isteği olarak kalırken; bazen de ölümle sonuçlanabilir.
Depresyondayken birçok sıkıntı yaşanır; Kişiler zevk aldıkları şeylerden zevk
Alamayabilir, eskiden sevdiği birçok şeye karşı ilgisini yitirebilir. Arkadaşlarından uzaklaşıp, sosyal etkinliklere katılmaktan kaçabilir. Bu davranışlarından dolayı depresyonu kaçınılmaz bir kısır döngü halini alır. Kişi sürekli bir endişe yaşar ve fiziksel belirtiler göstermeye başlar. Kalp atışları artar, ağzı kurur, aşırı terler, mide bulantısı, titreme, ishal, kusma ve kabızlık gibi belirtiler gösterebilir. Düşüncelerde yavaşlama ve dağınıklaşma, dikkatinde zayıflama oluşabilir. Bu nedenle sıkıntıyı çeken kişi için, bir işe başlamak çok zor gelebilir. Kişi kendisinin fiziksel bir problemi olduğunu bile düşünebilir.
 
            FİZİKSEL BOYUT
 
            Depresyonda olan bir kişi için, bazen uykuya dalma sorun olurken, bazen de gecenin ortasında uyanma yada çok erken saatte uyanma gibi sorunlar yaşanabilir. Enderde olsa uyku süresinde artışlar görülebilir. İştahta azalmaya bağlı kilo kaybı, artmaya bağlı olarak ta kilo artışı görülebilir. Ayrıca enerji kaybının yanı sıra kısmen ya da tamamen cinsel enerjide azalma görülebilir.
            Depresyon, ciddi ve acı veren bir rahatsızlıktır. Ancak ciddiyet derecesi kişiden kişiye değişebilir. Çevremizde bir çok insan bu rahatsızlığı geçirmiş ya da geçiriyor olabilir.
Eğer yukarıda ki belirtileri dikkate alırsanız bu bireylere yardımcı olmak, onları anlamak daha kolay olacaktır.
 
            KİMLER DEPRESYONA GİRER ?
 
            Depresyonla hayatın her döneminde karşılaşmak mümkündür. Çocuklar ve ergenler de depresyona girebilirler. İnsanların yazılı kayıt tutmasından buyana depresyonunda bizimle olduğu söylenebilir. Kadınların depresyona yakalanma olasılıkları, erkeklerin yakalanma sıklığının iki katıdır. Her yüz kadından ikisi depresyona yakalanırken; erkeklerin yüzde biri depresyona yakalanmaktadır. Erkeklerle kadınlar arasındaki farklı yakalanma sıklığının nedeni bilinmemektedir.
 
            BİYOLOJİK FAKTÖRLER VE DEPRESYON
 
Depresyon biyolojik ve psikolojik faktörlerin etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Beyin, tüm davranışların ve zihinsel etkinliklerin merkezi olarak kabul edilir. Depresyonun beyinde oluşan, biyolojik ve zihinsel faaliyetlerdeki olumsuz bir etkileşim sonucu ortaya çıktığı söylenmektedir.
 
            KALITIM
 
            Depresyonun kalıtımla bir ilgisi olup olmadığı araştırılmıştır fakat; çevresel etkilerden net bir şekilde ayrıştırılamamıştır. Kalıtsal olarak geçen depresyon rahatsızlığı değil, bu rahatsızlığa olan yatkınlıktır.
 
            BEYİNDEKİ DEĞİŞİMLER
 
Ciddi bir başlangıcından hemen önce yada rahatsızlık sırasında, beyinde birçok biyolojik değişmenin olduğu bulunmuştur. Bunlar hormon sistemindeki bazı değişimlerle, beynin kimyasal ve elektriksel etkinliğindeki bazı değişimlerdir. Ancak bu değişimler kalıcı değildir rahatsızlık geçtikten sonra biyolojik belirtilerin tümü kaybolur ve depresyon geçiren kişinin beyni, hayatı boyunca böyle bir rahatsızlık geçiren birinin beyninden ayırt edilmemektedir.
 
HORMONLARDAKİ DEĞİŞİMLER
 
Depresyon sırasında oluşan temel hormonal değişim,böbreklerin hemen üzerindeki adrenal bezleri tarafından üretilen, bir hormon olan kortizol düzeyindeki değişmelerdir. Beyin altındaki pitüiter bezi, kortizolün üretim hızını denetler. Tek kutuplu yada çift kutuplu olan daha ciddi depresyonlarda, kortizol üretimi çok fazladır. Depresyon sırasında gelişim hormonunun salgılanmasında da olumsuzluk olduğu saptanmıştır.
 
PSİKOLOJİK FAKTÖRLER VE DEPRESYON
 
Biyolojik faktörler gibi, belki psikolojik faktörler de kendi başlarına depresyon nedeni olmayabilirler. Ancak, bu rahatsızlığa olan yatkınlığı arttırabilir ve bir kez başladıktan sonra sürmesine katkıda bulunabilirler.
Her birey, olaylara,daha önceki deneyimlerine, özlemlerine ve olaya verdiği önem derecesine göre, kendi tarzında tepki verse bile, depresyon öncesindeki bazı olaylar da rahatsızlığın oluşumunu etkilemektedir. Bunlar, genellikle ‘kayıplarla ilgili ‘olaylardır. Örneğin, ölüm ya da ayrılık nedeni ile sevilen bir insanın kaybı,a rkadaş kaybı, statü kaybı, saygınlık ve destek kaybı gibi kayıplar bu grup içindedir. Son yıllarda yapılan araştırmalar
doğrultusunda; kişilerin bazı olumsuz yaşantılarla yüz yüze geldikleri tespit edilmiştir. Bunlar arasında ekonomik sıkıntılar, eşlerle olan sıkıntılar, ebeveynlerle olan anlaşmazlıkla ve fiziksel bir hastalık gibi ciddi ve önemli olaylar vardır. Çocukluk yıllarında yaşanan olumsuz yaşantılar da depresyon görülme sıklığının artmasına sebep olan faktörlerdendir. Özellikle anne yada babanın yitirilmesi depresyona yatkınlık oluşturur. Düşünce ve hareket tarzının da depresyon oluşumunda etkisi vardır. Olumsuzluğu aşırı derecede vurgulayan düşünceler, çocukluktan itibaren getirilen olumsuz ve katı kurallar yaşama bakış açımızı da sayabiliriz. 
  
                DEPRESYONUN TEDAVİSİ
 
Depresyonda kullanılan bir çok tedavi tekniği vardır; elektro şok tedavisi, antidepresanlarla ilaç tedavisi ve psikoterapi yöntemi ile tedavi en çok kullanılan tedavi yöntemleridir. Bu yöntemler uzman kişiler tarafından uygulanır.
 
 
 
 
 
           
 
 
  Bugün 40 ziyaretçi (83 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol